Ekim Ayı Meme Kanseri Farkındalık Ayı
02 Ekim 2020

01.Ekim 15 Ekim 2020 Meme Kanseri Farkındalık Günü

EKİM AYI MEME KANSERİ FARKINDALIK AYI

Ülkemizde ve dünyada kadınlarda en sık görülen ve aynı zamanda en sık ölüme neden olan meme kanseri,
meme dokusunda yer alan hücrelerin kontrolsüz çoğalması ile ortaya çıkmaktadır. Erkeklerde meme kanseri
kadınlara oranla çok daha az sıklıkla (tüm meme kanserlerinin %1 'inden azı) izlenmektedir.
Gerek dünyada gerekse ülkemizde en sık izlenen ilk on kanser arasında ilk sırada yer almaktadır.
Ülkemizde meme kanseri her 4 kadın kanserinden birisi olmayı sürdürmektedir.
Meme kanseri insidansı dünya geneli için yüz binde 46.3 iken,
Kuzey Avrupa ülkeleri için 92.6, Doğu Asya için 392, Amerika Birleşik Devletleri için 38.3 ve ülkemiz için 45.6'dır.

Bir yıl içinde ülkemizde yaklaşık 18.000 kadına meme kanseri teşhisi konulmaktadır.
Geçmişte ileri evrede teşhis edilen meme kanseri, günümüzde
Bakanlığımızca yürütülen tarama programlarının etkisi ile erken teşhis edilebilmekte ve erken tam oranlarımızda artış sağlanabilmektedir.

Erken evrelerde tespit edilen meme kanserlerinin hem tedavileri daha başarılı olmakta hem de yaşam kalitesi önemli ölçüde artmaktadır.
Bu sebeple, yürütülen toplum tabanlı taramalar yolu ile kadınlarımızın olası bir kanser gelişimi durumunda kanser
gelişim sürecini erken evrede, henüz klinik bulgular ortaya çıkmadan tespit etmek ve
kadınlarda meme kanserine bağlı ölüm hızını düşürmek mümkün olabilmektedir.

Ülkemizde toplum tabanlı kanser taramalarına tüm illerimizde Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim
Merkezleri (KETEM) kurularak başlanmış, akabinde bu tarama programlarına Aile Sağlığı Merkezleri (AŞNI) ve
Sağlıklı Hayat Merkezleri (SHM) dahil edilmiştir. Sözü edilen merkezlerimizde Avrupa Birliği Kalite
Standartlarına uygun tarama programları ile son teknoloji dijital mamografi cihazlarımız yoluyla halkımıza ücretsiz olarak hizmet verilmektedir.
Yine bu merkezlerimizde halk eğitimleri, KKMM (Kendi Kendine Meme Muayenesi Eğitimi) ve ücretsiz broşür dağıtımı da yapılmaktadır.

Ulusal Kanser Kontrol Programımızda; tarama stratejilerinin yanı sıra korunma ve önleme programları ve
halkın konuya ilişkin bilinçlendirilmesi çalışmaları da etkili olarak yürütülmektedir.

Kadınlarımız meme kanserinin risk faktörlerini, belirtilerini, tanı ve tedavi yöntemlerini bilmeli,
kanserden korunacak sağlıklı yaşam koşullarına yönelmelidirler.


konuda bilinçlenmesi, uygulanan yöntemin kadınlar tarafından kolay kabullenilmesi, yan etkilerinin az,
kolay uygulanır, ücretsiz ve ekonomik olması ile tarama yöntemlerinin başarıya ulaşmasıdır.

Kadınlarımıza merkezlerimizde özellikle erken tanı için aşağıdaki yöntemler öğretilmekte ve uygulanmaktadır.

Kendi Kendine Meme Muayenesi (KKMM):

KKMM meme kanseri erken tanısında önemli bir tarama ve tanı yöntemidir.
Kadının evinde tek başına rahatlıkla her an uygulayabileceği bir muayene yöntemidir.
KKMM'ni etkili bir şekilde kullanabilmek için bu konuda yeterli eğitim almak ve öğrenilenleri sürekli,
düzenli ve periyodik aralıklarla uygulamak gerekmektedir. Eğitim almak için merkezlerimize başvurulması yeterlidir. (Kendi kendine meme muayenesi broşürüne http://kanser.gov.tr/bilgidokumanlar/afis-brosur/1509-kendi-kendine-meme-muayenesi-2015.html web adresinden ulaşılabilir.)

Kadınlarımıza 20 yaşından sonra her ay kendi kendine meme muayenesi yapmayı önermekteyiz.
Bu muayene sırasında ayna karşısına geçilerek her iki memenin görüntüsünün simetrik olup olmadığına bakılır.
Meme başı ve derisinde çökme veya çekilme, deride kızarıklık ve ödem varlığı incelenir.
Bu muayene ile özellikle deriye ve meme başına yakın tümörler kadının kendisi tarafından erken evrede fark edilebilir.
Kendini düzenli olarak muayene eden bir kadın, yeni gelişen bir kitleyi, meme derisi veya meme başındaki çekintiyi veya renk değişikliğini,
asimetrik görünümü ayırt edebilir. Kanser şüphesi uyandıran kitleler diğer meme dokusundan daha sert yapıda (ceviz sertliğinde),
sınırları net ayırt edilemeyen, hareketi kısıtlı ve genellikle ağrısızdırlar. Memesinde bir kitle fark eden
kadının hemen doktoruna başvurması gereklidir. Ayrıca iki yılda bir doktora meme muayenesi için gidilmelidir.

Klinik Meme Muayenesi:

40-69 yaş arası kadınlarımızın ayda bir kendi kendine meme muayenesi yapılmalı, yılda bir kez de doktora
meme muayenesi için gitmelidir.

Mamografi çekilmesi:

40-69 yaş aralığında; yakınması olmayan kadınlarda meme kanserinin erken tanısı için yapılır. 2 yılda bir çekilir.
Tarama sırasında her iki meme için standart olarak birisi

Meme Kanserinin Belirtileri

Memelerinizin normalde nasıl göründüğünü ve nasıl hissettiğinizi bilmek, meme sağlığının önemli bir parçasıdır.
Meme kanserini olabildiğince erken yakalamak, başarılı bir tedavi şansı sunar. Ancak neyin aranacağını bilmek, düzenli mamografilerin ve
diğer tarama testlerinin yapılmasının yerini tutamaz. Tarama testleri, herhangi bir belirti ortaya çıkmadan önce meme
kanserinin erken aşamalarında bulunmasına yardımcı olur.

Meme kanserinin en sık rastlanan belirtisi; memede ağrısız, zamanla büyüyen bir yumrunun (kitlenin) ele gelmesi,
hissedilmesidir. Ayrıca ele gelen yumru (kitle) olsa da olmasa da aşağıdaki belirtiler de meme kanserinde görülebilmektedir:

  • Bir memenin tamamının veya bir kısmının şişmesi (belirgin bir yumru hissedilmese bile)
  • Memede ya da meme ucunda ağrı
  • Meme derisinde kaşıntı ve yanmayla belirgin yangısal durum (ekzema, mayasıl)
  • Meme ucunda çekilmeler  Memede portakal kabuğu görünümü
  • Meme derisinde tahriş
  • Tek taraflı meme ucunda akıntı (özellikle kanlı akıntı)
  • Memenin bir kısmında veya tümünde şişlik, memede şekil değişikliği
  • Meme ya da meme ucu derisinde kızarıklık, kabuklaşma, kalınlaşma
  • Koltuk altında yumru (kitle), bazen memede yumru hissedilmeden önce, kanser koltuk altında veya
  • köprücük kemiğinin etrafında şişme veya yumruya neden olabilir.

Bu belirtilerden herhangi biri meme kanseri dışındaki durumlardan da kaynaklanabilmekle birlikte sayılan belirtiler
görüldüğünde, nedeninin bulunabilmesi için bir genel cerrahi uzmanına muayene olunmalıdır.

Tanı:

Meme kanseri ileri dönemlere gelene • kadar belirti vermeyebilir. Bu nedenle yukarıdaki belirtiler tam
koymak için yeterli olmadığından en yakın sağlık merkezlerine başvurulması gerekmektedir.
Meme kanserine erken dönemde tanı konması, tedavinin başarıya ulaşma ve hayatta kalma şansını artırması ile 40-69 yaş aralığında tüm kadınlarımıza

2 yılda bir mamografi çektirmesi önerilmektedir. Erken teşhiste en önemli faktör, kişinin bu

Korunma

Tüm kanserlerde olduğu gibi; sebze ve meyveden zengin, uygun koşullarda hazırlanmış gıdaların tüketimi
ile sağlıklı beslenme alışkanlıklarının yerleştirilmesi, fiziksel aktivitenin artırılması, sağlıklı kiloda olma, sigara ve alkol
kullanımından uzak durma ile meme kanseri riski azaltılabilmektedir. Aile hekimine danışılarak sağlıklı kiloda olunup olunmadığı öğrenilebilir.
Emzirmenin meme kanserinden koruduğuna dair çok sayıda çalışma bulunduğu için tüm annelerin bebeklerini en az 2 yıl süreyle emzirmeleri önerilmektedir.

Meme kanserinde yaşam şekliyle ilişkili, değiştirilebilir risk faktörleri aşağıdaki gibidir:  Fazla kilolu ya da şişman (obez) olmak

  • Yeterli fiziksel aktivite yapmamak (hareketsiz bir yaşam sürmek)
  • Hiç doğum yapmamış ya da ilk doğumunu 30 yaşından sonra yapmış olmak
  • Doğum kontrol hapı ve iğnesi kullanmak
  • Menopoz sonrası hormon tedavisi almak
  • Alkol kullanmak: Özellikle günde 1 bardaktan (1 bira, 1 bardak şarap, 1 duble sert alkollü içecek)
  • daha fazla alkol tüketimi riski daha çok arttırmaktadır.

    Meme kanserinde değiştirilemeyecek risk faktörleri ise şunlardır:

  • Kadın olmak: Kadınlarda erkeklerden 100 kat daha fazla meme kanseri görülmektedir.
  • Yaş almak: Yaş arttıkça meme kanseri riski artmaktadır.
  • Belirli kalıtsal genlere sahip olmak (özellikle BRCAI, BRCA2 gibi)
  • Ailede meme kanseri öyküsünün olması: Birinci derece akrabalarda (anne, kız kardeş, kız çocuk) meme kanseri görülmesi riski iki kat arttırmaktadır.
  • Meme kanseri olan kadınların çoğunluğunda (yaklaşık 10 kişiden 8'inde) ailede meme kanseri öyküsü olmadığını belirtmek önemlidir.
  • Kişinin bir memesinde kanser olması: Bu durum diğer memede ve aynı memenin diğer bölgelerinde kanser görülme riskini arttırmaktadır.
  • Yoğun meme dokusuna sahip olmak
  • Memede iyi huylu oluşumların (fibroadenom gibi) olması
  • Erken adet (mens) görmeye başlamak (özellikle 12 yaşından önce)
  • Menapoza 55 yaşından sonra girmekGöğüse radyoterapi almış olmak

medyolateral oblik (MLO), diğeri kraniyokaudal (CC) olacak şekilde iki pozisyonda film çekilmesidir.

Günümüzde kullanılan dijital mamografi cihazları ile kadınlarımıza daha konforlu hizmet sunulmaktadır.

Tedavi

Her hastanın tedavisi farklılık göstermekte olup; tedavi kararında hastalığın yeri, evresi, hastanın yaşı ve diğer sağlık
sorunlarının var olup olmaması gibi birden fazla faktör etkilidir. Meme kanserinde cerrahi, ışın tedavisi (radyoterapi)
ve ilaç tedavisi (kemoterapi) gibi farklı tedavi seçenekleri uygulanmaktadır.

Kanser Dairesi Başkanlığı WEB sitemizden meme kanseri ve diğer kanserler için dökümanlara ulaşabilir ve
"Hangi Tarama Bana Uygun” linkini kullanarak size yakın tarama merkezine yönlendirilebilirsiniz.

Meme Kanseri Bilinçlendirme Ayı


Meme kanseri, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de kadınlarda en sık görülen kanser türüdür. Her sekiz kadından
birinin hayatının belirli zamanlarında meme kanserine yakalanacağına bildirilmektedir. Meme kanserine karşı en iyi koruyucu yöntem erken teşhistir.
Kanser yayılmadan önce teşhis edilirse % 96’ya kadar varan oranlarda, kişi yaşam şansına sahip olur. Bu kapsamda tüm dünyada olduğu gibi, Türkiye’de de 1-31
Ekim Meme Kanseri Bilinçlendirme Ayı eğitim ve taramalarla değerlendirmektedir.

Bilindiği gibi kanser günümüzde önemli bir halk sağlığı sorunu olarak gündemdeki yerini korumaktadır. Sebebi bilinen ölümler sıralamasında ilk sırayı alan
kanser, öldürücülüğü yanında bıraktığı sakatlıklar ve tedavisindeki yüksek maliyetler nedeniyle iş gücünde ve ülke ekonomisinde çok ağır kayıplara neden
olmaktadır. Kanserle mücadelede ülkelerin kendi Ulusal Kanser Kontrolü programlarını geliştirmeleri önemlidir. Kanser kontrol programları doğru ve güvenilir
kanser verilerinin toplanmasını, önlenebilir kanser etkenleri ile mücadele edilmesini, taranabilen kanserler için etkin tarama programları geliştirilmesini ve
tedavi hizmetlerini kapsamaktadır. Ülkemizin de 2008 Yılından beri uyguladığı Ulusal Kanser Kontrol programı bulunmaktadır.



Meme Kanseri tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kadınlarda en sık görülen kanser olup, yılda yaklaşık 15.000 kadını etkilemektedir.
2000’li yıllardan beri tüm kanser istatistiklerimizde kadın kanserlerinin %20-25’i meme kanseridir.
 
Risk faktörleri arasında ailede meme kanseri öyküsü, erken ilk adet yaşı, geç menapoz, çocuk emzirmeme, obezite sayılabilir.
Riski azaltmak amacıyla kilo kaybı düzenli egzersiz gibi davranış değişiklikleri etkili olabilir. Ancak risk faktörlerini en aza indirecek hayat tarzı
değişikliklerinin yanısıra hastalığın erken teşhisine yönelik yapılan meme kanseri taramaları bu kanserden ölümleri ve hastalığın sıklığını
azaltmada en etkili yöntemlerdir. Mamografi üzerinde son yıllarda bazı tartışmalar olsa da, halen en güncel bilimsel veriler ile en az % 20 yaşam katkısı
sağlamaktadır (Independent UK Panel on Breast Cancer Screening Lancet. 2012). Kanser taramaları gönüllülük esasına dayanır ve kadınlarımızın
katılımı ile başarıya ulaşabilir. Bu nedenle kadınların meme kanseri nedenleri, belirtileri, korunma, tarama, taramanın ne zaman ve nasıl yapılacağı hakkında bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesi önemlidir.
 

Meme kanseri tedavisi erken evrelerde yüzde yüz sağlanabilir. İleri evrelerde hem yaşam süreleri kısıtlı hem de tedavi seçimleri
hastalar için yaşam kalitesini düşürecektir. Radikal meme cerrahisi, kemoterapi ve radyoterapi ile sadece yaşam kalitesi düşmeyecek,
ayrıca kamu maliyetleri de artacaktır. Ülkemizde teşhis edilen meme kanserlerinin yaklaşık yarısı ne yazık ki ileri evrelerde olup, meme
koruyucu cerrahi oranlarımız halen istediğimiz düzeylerde değildir. The Journal of The American Medikal Association (JAMA) dergisinde
2014 Mayısında yayınlanan bir makalede meme koruyucu cerrahi ve radyoterapi tedavisi alan hastalar ile iki taraflı mastektomi tedavisi alan
hastalar karşılaştırıldığında benzer ölüm oranlarına sahip olunduğu saptanırken, tek taraflı mastektomi tedavisi alan hastalarda ölüm oranı
daha yüksek bulunmuştur. Bu bilimsel veride meme koruyucu cerrahilerin seçilmiş olgularda ve erken teşhis de güvenle uygulanabileceğini
göstermektedir. KETEM’lerde olduğu gibi, toplum tabanlı taramaların yapıldığı merkezlerde ise %85 oranında erken evrede teşhis edilmektedir.
Unutulmamalıdır ki, erken teşhis hayat kurtarır, meme koruyucu cerrahiler ve meme onarımı ise hayata bağlar.


 
Meme kanseri taramalarına başlama yaşı Avrupa’da genel olarak 50, Amerika’da ise 40’dır. İngiltere yaş aralığını genişletme kararı alarak 2016 yılından itibaren meme kanseri
taramalarını 47-73 yaş aralığına uygulayacağını açıklamıştır. Amerika Ulusal kanser enstitüsü Uluslararası Kanser Taramaları Ağına (ICSN) veri gönderen 26 ülke arasında
meme kanseri taramalarına 40 yaşında başlayan ülkeler; Avustralya, Çin, İzlanda, Japonya, Kore, Suuid Arabistan, İsveç, Amerika, Uruguay, 45 yaşında başlayan ülkeler;
Çek Cumhuriyeti, Macaristan Portekiz, İspanya (Navarra, Valencia), Yeni Zellenda’dır. Ülkemizde meme kanserli olgularımızın yaklaşık yarısı 40-50 yaş aralığında
görülmektedir. 2013 yılında ülkemizin konuyla ilgili önde gelen değerli bilim insanları ile konsensus sonucu alınan karar ile
meme kanseri taramalarına başlama yaşı 40 olarak belirlenmiştir.